Gelecek Nesnelerin İnternetinde

Uzun zamandır günlük yaşamımızın bir parçası olan hırsız/yangın alarm sistemleri Nesnelerin İnterneti için harika birer örnektir. Isı, duman veya hareket algılayan sensörler merkezi bir birime sinyal göndererek alarmların çalmasını, cep telefonunuza mesaj iletilmesini, polis, itfaiye gibi yetkili kurumlara haber verilmesini sağlıyor.

Bunları yaparken kendilerine ait bir internet altyapısını kullanıyorlar. Sensörlerden başlayan, diğer cihazlarla ve sistemlerle bağlantılı olan bu iletişim ağına Nesnelerin İnterneti adını vermek çok yanlış sayılmaz.

SİSTEMİN AKILLANMASI

Şimdi diyebilirsiniz ki bunun neresi “karışık” ya da neresi “yeni” teknoloji. Farklı olan şu: gelişen teknolojileri ve gelişen ağ yapılarını ele aldığınız zaman günlük yaşamımızdaki her cihazın Nesnelerin İnterneti ile yeniden şekillenerek “akıllı” ünvanına ulaşması durumu ortaya çıkıyor. Örneğin; “akıllı” buzdolabınızın yumurta bölmesinde sensörler bulunsun. Eğer yumurtaların sayısı belirli bir sayıdan az olursa, örneğin 4 tane, buzdolabından sizin cep telefonunuza bir mesaj atılacak ve size yumurta almanız hatırlatılacak.

Bu sistem günümüzde rahatlıkla oluşturulabilir ancak bu sistem henüz “akıllı” bir sistem değildir. Onu akıllı kılan şey sizinle ilgili topladığı verileri analiz ederek bu analizden elde ettiği sonuçlara göre size mesaj göndermesidir. Yani sizin tüketim alışkanlıklarınızı, alışverişe çıkma sıklığınızı, iş-tatil programınızı ve bunun gibi diğer bütün faktörleri değerlendirmesi gerekiyor.

Bunu yapabilmesi ise ancak diğer cihazlarınızın da ağa bağlı olması, sizinle ilgili veri toplaması ve bunları buzdolabına ya da merkezi bir birime iletmesi ile mümkün olabilir.

1,7 TRİLYON DOLARLIK PAZAR

Business Insider tarafından 2015 yılında Nesnelerin İnterneti ile ilgili yayınlanan raporda çok dikkat çekici bir tahmin yer alıyor. Buna göre 2019 yılı itibariyle nesnelerin birbirine bağlanmasıyla ortaya küresel ölçekte 1,7 trilyon dolarlık bir pazar ortaya çıkacak. İşte bu nedenle dev şirketler Nesnelerin İnterneti ile ilgili çok ciddi ve büyük çalışmalara imza atmaya başladılar.

Bu çalışmaların genel başlıkları akıllı şehirler, akıllı evler, akıllı binalar kısacası akıllı sistemler şeklinde lanse ediliyor. Bir yandan fiziksel olarak cihazları birbirine bağlayabilmek için donanım boyutunda çalışmalar yapılırken bir yandan da bu cihazlardan elde edilen verilerin kayıt altına alınması ve analiz edilerek büyük verinin yararlı hale getirilmesi için çalışmalar yapılıyor.

İşin en güzel yanı ise henüz Nesnelerin İnterneti ile ilgili yapılan çalışmalarda ülke olarak treni kaçırmamış olmamız. Ülkemizde birçok firma bu alanda faaliyet göstermeye ve çalışmalara başladı. Bu çalışmaların ilgili kurumlar tarafından desteklenmesi ülke ekonomisi açısından büyük önem arz etmektedir. Şimdi gelin dünyadan bazı örneklere göz atalım.

AKILLI ŞEHİRLER VE HİZMETLER

Barcelona’da şehir içerisinde parkmetrelere yerleştirilen sensörler sayesinde araç kullananlar nerelere park edebileceklerini cep telefonlarından görebiliyor. Parkmetrenin ödemesini ise yine cep telefonları üzerinden gerçekleştiriyorlar. Uçak şirketleri uçaklarını internete bağlanabilen parçalarla donatarak büyük miktarda veri elde etmeye başladılar. Bu sayede uçuş sırasında uçağın bakım ihtiyaçları, uçuş güvenliği, yakıt tasarrufu gibi konularda veri toplanabiliyor.

Tarım alanlarına yerleştirilen internete bağlı cihazlarla hava ve toprak sıcaklığı, rüzgar şiddeti, nem, güneşten gelen radyasyon, yağmur şiddeti, yaprak ıslaklığı gibi veriler toplanarak tarımın daha verimli hale getirilmesi için gereken önlemlerin alınması sağlanıyor. Fransa’da bir hastane hastalar hakkında daha çok veri toplayabilmek ve doğru tedaviler uygulayabilmek için bütün cihazları birbirine bağlayan bir sisteme geçti. Bu sayede doktorlar ve hemşireler hastayla ilgili bilgilere anında cep telefonlarından dahi ulaşabiliyorlar.

Akıllı priz uygulamaları da giderek yayılmakta. İnternete bağlı bir priz ve bu prizi kontrol eden bir cep telefonu uygulamasıyla prize gelen elektriği kontrol altında tutabiliyorsunuz. Böylece eve gelmeden önce kombiyi ya da ışıkları açmanız mümkün. Tabii bunun tam tersi de düşünülebilir. Örneğin ütüyü fişte unuttuğunuzu düşünüyorsanız cep telefonunuzdan uygulamaya girip ütünün bağlı olduğu prize gelen elektriği kapatabilirsiniz.

DEVRİMSEL FARKLILAŞMA

Son olarak trafikten bahsedelim. Trafik sıkışıklığı büyük kentlerin en büyük sorunu. Bu sorunun giderilmesi trafiğin akışıyla ilgili büyük verinin toplanması ve analiz edilmesiyle gerçekleşebilir. Örneğin yollarda ve araçlarda bulunan internete bağlı cihazlarla trafiğin nerelerde yoğun olduğu, araçların hangi yönlere doğru hareket ettikleri, hız sınırını aşıp aşmadıkları, trafiğin akışını engelleyici hareketler yapıp yapmadıkları gibi bilgiler analiz edilerek görevlilerin duruma anında müdahelesi sağlanabilir. Yine elde edilen veriler sayesinde trafik lambalarının yanma sürelerinin o anda trafikte yaşanan duruma uygun değiştirilmesi sağlanabilir.

Nesnelerin İnterneti’nin günlük yaşamımızda devrimsel farklılıklar oluşturarak bizi alışkanlıklarımızı değiştirmeye zorlayacağını söyleyebiliriz. Beraberinde getireceği gizlilik, güvenlik sorunları gibi tartışmalı durumlara rağmen önü kesilemeyecek bu teknolojiyi iyi anlamak, onu iyi okuyarak dünya ölçeğinde çalışmalara imza atmak bir ihtiyaç olmaktan ziyade bir zorunluluk halini almıştır. Umarım yakın zamanda dünyaya ihraç etmek üzere ülkemizden bu konuda güzel çalışmalara şahit oluruz.

Yazar: AkilliKent

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir