Akıllı ve Güvenli Kent Yaşamı

Teknoloji alanındaki gelişmeler sayesinde dünyamız “akıllanan” bir yapıya dönüşüyor. Bu dönüşümün mihenk taşı ise akıllı kentler olarak kabul ediliyor. Bir kentin akıllı olabilmesi için ise şu dört temel üzerine inşa edilmesi gerekiyor: Veri, altyapı, sensör ve enerji. Bu dört temel unsur dışında bir şehrin akıllı olabilmesi için ayrıca; akıllı devlet, akıllı eğitim, akıllı güvenlik, akıllı enerji, akıllı altyapı, akıllı ulaşım, akıllı sağlık, akıllı bina, akıllı teknoloji ve akıllı vatandaş olmak üzere on farklı segmentin de o kentte ortaya çıkmış olması gerekir. Kısacası bu on segment bir kentte ne kadar verimli bir şekilde hayata geçerse, o kent o derece akıllanmaktadır.

Dünya Bankası’nın verilerine göre, 75 milyonu bulan Türkiye nüfusunun yaklaşık % 72’si kentsel alanda yaşarken 2030 yılında bu oranın %80’i geçmesi bekleniyor. Kentleşme arzulanan bir kavram olsa da tek başına değerlendirildiğinde en önemli boyutları gözden kaçırılabiliyor. Bu noktada “akıllı güvenlik” oldukça önem kazanan bir etmen olarak ön plana çıkıyor. Güvenlik sistemleri endüstrisi sürekli değişmeye devam etse de güvenlik tehditleri gelişerek kompleks bir hal alıyor. Gerek fiziksel gerekse sanal olan bu karmaşık saldırılara karşı korunmak için ise en modern teknolojik altyapı ile desteklenmiş güvenlik sistemlerine ihtiyaç duyuluyor. Günümüzün büyüyen kentlerinde kalabalığın ortaya çıkardığı sonuçlardan birisi de şehir yaşamını tercih etmiş insanların güvenliğinin maksimum seviyede tutulmasının eski güvenlik yöntemleri ile sağlanamayacağıdır. Teknolojinin etkisi ile değişen dünyamızda güvenlik sistemleri de en son teknolojik altyapılar ile desteklenmelidir.

Akıllı güvenlik sistemleri de akıllı kent konseptlerinin ana bileşenleri arasında yer alıyor. Özellikle sensörler, kameralar ve benzeri donanımlar aracılığıyla elde edilen verilerin hızlı bir şekilde tek noktada toplanması ve analiz edilmesi suç ile mücadelede artık yerel yöneticilere ve kolluk kuvvetlerine çok daha etkin imkânlar sunuyor. Elde edilen veriler ilgili mecralar ile anlık paylaşıldığından şehirdeki birçok sorun daha ortaya çıkmadan engellenebiliyor.

Geniş bir perspektiften baktığımızda insan güvenliğini sağlayan akıllı sistemler içerisinde en önemlisinin kimlik doğrulaması olduğunu söyleyebiliriz. Kimlik doğrulaması için kullanılacak modern teknolojiler yolu ile hem kentlerimiz, hem de güvenli giriş yapmak zorunda olduğumuz kurum ve hizmet sağlayıcılar kim olduğumuzu bilebiliyor. Kimlik doğrulamasının kusursuz işlemesinin yolu ise biyometride yatmaktadır. Teknolojinin hayatımıza bu kadar derinden hükmetmediği zamanlarda bir nüfus cüzdanı ile doğrulattığımız kimliğimiz modern dünyada farklı teknolojiler ile doğrulanmaktadır. Geleneksel güvenlik önlemlerinin kullanıldığı dönemlerde nüfus cüzdanlarının kopyalarının yapılabildiğine şahit oluyorduk. Ancak artık taklit edilmesi neredeyse imkânsız olan ve yalnızca kişiye özgü değerlerin analiz edilebildiği bir teknolojiye sahibiz. Sahip olduğunuz yüz, parmak izi, iris, retina, damar izi veya DNA gibi yalnızca kişiye özgü değerler modern güvenlik sistemleri tarafından tanınıyor.

Yazar: AkilliKent

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir