Dijital Ekosistem ve Kentlerin Geleceği

Dijitalleşmenin faydaları her yerde gözlemlenebilir. Örneğin; metrodaki akıllı biletleme sistemi ile sadece kişinin yolculuk deneyimi daha kolaylaşmakla kalmaz, ulaşım şirketinin yolcuların gereksinimlerini daha iyi anlamaları da sağlanmış olur. Çünkü her gün onların ulaşım ağlarına girip çıkan bu insanların yolculuk rutinlerine ait çıkarımlarda bulunabilir ve böylece hizmet seviyelerini daha etkin ve kaliteli kılabilirler. Dijital ulaşımda; akıllı telefonlara yönlendirilen gerçek zamanlı bilgilendirmeler sayesinde insanlar seyahatlerinden günler önce planlamalarını eksiksiz ve herhangi bir sürprize yer vermeyecek şekilde yapabilmektedir.

Trendi Yakalamak

Gelecek yüzyılın trendi şimdiden belli oldu: Dijital Yaşam. Bu yükselen trende uyum sağlayamayan kentlerin ekonomik büyüme getirilerinde ciddi düşüş yaşayacağı uzmanların öngörüleri arasında yerini alıyor. Buna karşın “dijital ekosistem”i besleyen akıllı kentlerin aldıkları yatırımlar ve yaratacakları iş olanaklarında önemli bir artış olacağı belirtiliyor. Avrupa’nın önde gelen ekonomilerinden birine sahip olan İngiltere’de dijital teknoloji sektörünün 2010-2014 yılları arasında diğer sektörlere kıyasla %32 daha fazla büyüdüğü ve sektördeki maaşların ülke ortalamasına göre %36 daha fazla olduğu kaydedildi. Sadece ABD’de her 1 saniyede risk sermayesinin 1.532 doları bu alana yatırılıyor. Bu trendi özümseyerek, gerekli yatırımları yapan kentler ise en çok gelecek 10 yıl içerisinde dijital sektörün kazananları olarak anılmaya başlayacaklar.

Dünyadaki Öncü Kentler

Dünyada dijital dönüşümünü başlatan çok sayıda kent olduğu biliniyor. Londra, bu alanda finansal teknolojinin başkenti olarak tanınıyor. Ayrıca şehirde ulaşımla ilgili yenilikçi adımlar atılıyor ve start-up toplulukları da çok yaygınlaşıyor. Londra’daki akıllı kent pazarının 2020 yılı itibariyle 13,4 milyar doları bulması öngörülüyor. Akıllı kentler arasında Seoul, ağ bağlanırlığı açısından çok önemli adımlar atarak 5G’nin kullanıldığı ilk şehir olarak tarihteki yerini aldı. Chicago ve Singapur’da; günlük olarak nasıl işlediğinin takip edilebilmesi için kentin dört bir yanına sensörler yerleştiriliyor. Barcelona ise çeşitli projeler ve girişimlerle dijital etkinliklerini sürdürüyor. Bunların dışında önümüzdeki beş yıl içerisinde yepyeni şehir inovasyonlarına şahit olunacağı da su götürmez bir gerçek olarak kabul ediliyor.

Gelişen Kentleri Bekleyen Zorluklar

Birçok kent için “kentleşme” alanında deneyimlenen büyük problemlerin başında yeterince barınma yeri, iş, ulaşım noktası temin edebilmek ve elektrik ile içilebilir su dağıtımının güvenli bir biçimde yapılabilmesi geliyor. Dijital altyapı ile bu tür gereksinimlerin giderilmesi çok daha kolay ve sürdürülebilir şekilde sağlanıyor. Yeni nesil altyapıların merkezinde ise elektriklendirme, otomasyon ve dijitalleştirmenin yer alacağı belirtiliyor. Örneğin, enerji ağlarının dijitalleştirilmesiyle insanlar, talebin az olduğu ve dolayısıyla ücretlerin düşük olduğu zamanlarda enerji kullanmaya teşvik edebilecek. Böylece enerji talepleri günün tamamına yayılabilecek ve gün içerisindeki bazı zamanlarda yoğunlaşan talebi karşılamak için çabalayan enerji üretim tesislerine yenilerinin eklenmesi yönündeki baskılar da azalacak.

Dijitalleşmenin herkes tarafından kabul edilmesiyle birlikte zaman içerisinde kent sakinlerinin ve işyerlerinin kentlerinden beklentileri artış göstereceği tahmin ediliyor. Bu beklentiler arasında da; telekomünikasyon şirketlerinden daha iyi bağlantı sunmaları, şehirlerin çevrimiçi hizmetlerini artırmaları ve altyapı sağlayıcıların projelerinde çok daha yenilikçi olmaları gibi isteklerin ön plana çıkacağı belirtiliyor.

Yazar: AkilliKent

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir